yok artık

neil young takıldı şimdi aklıma my my hey hey diyip duruyorum bayadır!!!

balkondayım kaba etim diye tabir edeceğim üstüne oturduğum şey donmakta nasıl bir antalya gecesidir, RSS haberlerden gördüğüm kadarıyla buralar ısınacakmış, lanet olsun şu anda kulaklarımı hissetmiyorum...

sokağın başında nöbetçi eczane var bir yoğun bir yoğun sormayın, normalde bu kadar iş yaptığını sanmıyorum bu saatlerde hep sakin olan sokak çoştu bu gece o derece, otapark diye çevirseydim kaldırımı köşeydim!!!

bütün bunların üstüne şimdi kalkıp mutfaktan bir fincan daha kahve istiyorum, filtre kahvenin suyunu çıkardım bugün 8. fincan ve artmakta öleceğim resmen, kasabın önündeki kediler gibi halim kahveye karşı soğudu bütün hislerim ama onsuzda yapamamaktayım :/ yani kısaca bir sürü haller içinde halim...

mana aramadım bugün yaşadığım bir çok şey için öylece yaşadım, yaşamadan yaşamak bu sıralar genelde yaptığım şey bu işte, içimden geldiği gibi değil uydurabildiğim gibi uydurabildiğim kadar yaşamaktayım sorgulama safhasını çabuk geçtim...

Cyrius - Historie D'un Amour çalmakta cafe de pera serisinden pek hoşlandırır bu albümler haleti ruhiyemi severim kendilerini arabadan eksik olmazlar, gün geçtikçe sayıları artsada olsun gider alır dinleriz :)) demekteyim...

adına şiirler şarkılar nice sözler dökeceğim aşklarımın ama bu gece değil aklıma gelmediklerinden falan değil yoruldum, aslında çok koşmadımda ama yordular mı yoksa beni? hani tam olarak bunada cevap aramaktayım uzun zamandır!!!

bu arada kim ne derse desin aşk platonik olunca dahada bir güzel oluyor kesin kanaatimdir... iş duygu boyutunu geçip istekleri karşılama olayına dönüşünce aşk falan olmuyor zaman geçirme ve bundan büyük bir keyif aldığını sandırabilme sanatına dönüşüyor sanırsın role playing game oynatıyor birileri bize tövbe tövbe...







1 yorum:

redelma dedi ki...

Hey!! My my hey hey!! Ne kadar uzun zamandan sonra ne kadar güzel oldu bu şarkıyı hatırlamak! Sadece bunun için bile teşekkürler!