mektuplar, şarkılar neye yarar ben giderken... iyi bir parçanın kısa sözleri gereği kadar sorumluluk gerektiren hisler içinde yoğrulmuş bir hamur kıvamında... kulak memesi diyolarya işte öyle bir şey......
nedensiz bir sorular silsilesi bütün bunlar... düşlerimin en dibinde oluşan şen kahkahalar nedense bir çıtırtı oluşturamayacak kadar cılız kalmışlar gördüğüm bu tablo karşısında... bir sürü insan sanki bir öğütme makinası gibi tek düze çalışıyorlar ve nasıl bir oyunsa bu oynanan masum oyuncakların bile haberi olduğunda oyun çoktan bitmiş oluyor karışık olmadı aslında ama bu şekilde hayat buldu elimde biraz incelensi bir fikir belki belkide biraz düşünülesi bir durum ama benden başka düşünen varmı düşünen düşlerimi...!!!
ağzımdan çıkan ender ve güzel sözlerden biri daha kısa bir zaman önce hayat bulmuştu satırlarımda "dilekler dilenir dillerde" ne kadar anlamlı dilenen dilekler mecaz düşününce saçma değil hiç, gereğinden fazla mâna yüklü sadece...
ufak kalabalıkların çıtırtısı, koşuşturmalar gördüklerim ne zaman içinde hissetsem kendimi bir değişik ruha bürünen yanlızlığım ortaya çıkıyor... ne garip yanlızlığın içinde yanlız kalmak ne melankoli yüklü bir duygu, karanlık gecenin ortasında yaşamam gereken his... bu değildi aslında ama bu şekilde yaşanıyor bu şehrin içinde benim sahiplendiğim bu ufak rol'de oyuncular değiştikçe senaryoda değişecek ama ne zaman bir yenilik var ise hüzün dolacak düşlere alışılmışın dışına atılan adımlar misali zor olacak ve unutulmak istercesine hüzün dolu olacak gözlerim buna rağmen kurumayacak yastığımdaki yaşlar işte böyle bir duygu silsilesi içinde bulunduğum...
huzura kavuştuğum bir parça kulaklarımda, bir parça ney sesi ve tambur var geride birazda ince saz bu arada dinlediğim parça ikinci bahar dizisinin soundtracklerinden "adem ile havva" Cengiz Onural'in elinde hayat bulmuş muhteşem bir eser...
düşler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
düşler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yıldızlara dokunan düşler.........

gün ağarırken gelen mesajlar zihinim en sakin sıvışkan köşesini meşgul ederler, kızdığımdan değilde ahhh be diyemediklerim için bütün bu saçmalamam..... devamı olmayan bir yolda kayboldğunu düşünmek bazen ne kadar sakin ve huzurlu geliyor ama nasıl olsa sabah olup uyanacağım ve aynı düşünce malesef tekrar belirmeyecek zihnimde işte bütün bunlar olurken antalyada bir gece daha başladı yıldızlı biraz sıcak ve sakin huzurun sunduğu puslu düşler laci göklere karışmış ve pamuksu bulutlar da yok gözlerimde sadece masum kralların gaz lambaları doldurmuş gökleri masum dememdeki tek kasıtta hala yaşam için bir savaş vermeleri ve bilmedende olsa bize yön vermeleri bu sakin karanlıkta... yırtıcı kuşların gölgesindeki acımasız gündüz biterken dilimden dökülenler ne kadar tatsız olsada içimde kalanların hüznü hala avuçlarımda uçmayı dileyen bir yaralı güvercin ......
............ (:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)