yavaş yavaş

ben ölmeden önce
bir sürü dostum vardı,
ben ölmeden önce
bir sürü düşüm vardı,
ben ölmeden önce
bir sürü aşkım oldu,
ben ölmeden önce
bir sürü hatam oldu,

herşeye rağmen pişman değilim...


durup dururken saatlerdir dinlediğim şarkı pamela söylüyor (normalde dinlemem kendilerini) tuhaf bir hava katmış şarkıya aynı teoman dan uykusuz hergece dinlerken olduğu gibi...

nerede kalmıştım, geride bıraktıklarım yanımda değil bu çok anlamlı bir şey yarınımda yeni eşyalarım var bavulumda, ellerim bağlı değil mesela sahte aşklar için yada kör değilim yalın bir sevgiyi görememek için gayet stabil çalışıyor bütün hücrelerim kararlıyım, sonu görememek kaygısını sildim cep sözlüğümden...

hayellerin arasından kaçan bir düş gibi yaşadıklarım gözümü açtığımda son hatırladıklarım yaşayacaklarım oluyor birden bire... zaten hayat biraz masal değil mi, kalemi tutmasını bildikten sonra başrolleri oynayanların değişmesinde bir fark yok, nedenir ki şimdi... kuklalı rüyalar o zaman...


ama yinede, bazen düşündüğümde
bir gün gelirde yaşarım bende yine
tüm aşklarım, yalan mıydı ey Tanrım
çok yalnızım, eriyorum yavaş yavaş...




1 yorum:

aze... dedi ki...

Allah'a yakınlardır yalnız olanlar ve bazen kendisine ulaşması için kanatlar takar kullarına, adıda AŞK'tır. sewgiler yüregine sağlık.
aze.