bulanık

içim içim direniyor nidalar.

sorular!

yağmur!

sahi, yaz geliyor değil mi?

uğultulu kalabalık arasında kulaklıklarımdan ilham aldığım bir iki tını ile sarılırmıyım yine elime geçen ilk kağıt parçasına.. karşıma çıkan soru işaretine cümle kurmak gibi bir düşe kapılır mıyım? zihnim bulandı o anda durağıda kaçırmışım çok sonra farkettim zaten..

adım adım gün kaçıyor önümüzden.. ardında yorgunuz, durup önüne geçen gece karanlığı hep bir kıpırtısız koy sakinliği sunup kandırıyor aydınlığı, alıp veremediğimiz ne kaldıysa biraz daha gülmek ile çabalıyoruz yaşları bırakmak için..

komik..!

birde,

hani kaşları çatılmış haller varya suratlarımızda ayna karşısında rol yapar sandığımız..

turuncu dağlar, yemyeşil denizler.. mosmor bir gök ve kan kırmızı şelaleler uyandırıyor düşlerimi saçmalığın içinde parçalayıp atıyor kenarlara  

 

  

Hiç yorum yok: