sessiz ağlamak nedir?
sahi kim buldu.. yok öyle bir olay.. ağlamak candır..! bağıra bağıra içlidir, bilinir..
uzun süre düşünmezsin hatta yeri gelir silip atarsın, orada saklıdır ama kusmazsın içinde bi yumru kalır çıkarıp atmazsın ortalık yere değerlidir, arınmaya gerek duymazsın senden bir parçadır o bilirsin yaban değildir, onunla bir olmak hep istenir zaten, düşlerde rol biçilir adına sufleler dökersin rüyalarında mırıldanarak.. elinden, ayağından tutup bir yere götüremez seni ama tek nefeste alır canını bir hece, bir dokunuş, ufacık bir his yeter bir çok duygunu silmeye.. anlarsın aslında koca bir yara değil tek çare kalır sana, yarın yokmuşcasına koşup uzaklaşmak..
ama değişmez ki düşlerin avunurken o yemyeşil bahçesinde papatyaların, yoncaların arasında sürekli huysuzca seni ıslatan fıskiyeler gibidir sana dokunuşu.. güneş bir yandan tenine iz olurken onun dokuşları seni her seferinde kendine getirir canının yanmasını istemez başkalarının yakıcılığından sakınır seni.. sonrasında beklersin hep böyle kaçamak mı kalacak? yoksa kalacak mı hep o bildiğin yerde diye!
büyümek zanaattir, bilinmektir, güvendir.. kendi kendine yettiğinin koca bir yalanıdır..! kim kalmış tek başına dünya bile kurtulmamış, nesiller birleşmiş de anca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder