susunca sende susarsan benim susuşum nasıl susturduysa senin susmalarını ben artık konuşamam karşında ben artık görünürde kalamam gözlerinde olamam, biliyorum şans topunda o yanlız kalmış sonradan gelen +1 deki topu(m) merakla bekliyorum senin beni bekleyişine inat ben senden çok uzağa kaçmanın hayalini kurarken fermuarı bozuk bavulumdan saçarken eşyaları bastırılmış korkaklığımıda yanıma almaya çalışıyorum hala...arkama bakıyorum devamlı, sen yollarımı bile kesmezken hala kaçıyorum sıcak narin kollarından...
o geceye inat sabahı hatırlıyorum hala, nefesini gezdiriyorum yüzümde, son defa dudaklarını izliyorum, burnunu kazıyorum hayallerime, saçına son defa dokunuyorum sen bilmiyorsun hiçbirini son kez öpemiyorum uyandırırsam kaçamamaktan korkuyorum bir suçlu kadar soğukkanlı bir hırsız kadar sessizim yine duygularını çalıp gidiyorum bilmediğin bir deliğe adına yok olmak denilen cinsten alacaklılarımdan kaçıyorum sanki oysa sevgiden başka bir şey yok ceplerimde...sırt çantamda bir resmin var onuda bırakıyorum benden iyice nefret et diye bütün düşündüğün güzellikleri yıkıyorum an ve an attığım her adımda...aslında kocaman bir dalgayım o yaz tatilinde hiç bitiremediğin o küçücük ellerinle sahiplendiğin kaleyi yerlebir eden sen bilme karşına bu son çıkışım artık yokum gidiyorum bilmediğin bir deliğe bilmediğin bir adımda kaçıyorum senden çok uzağa şimdi yalnızım hıçkırıklarıma boğulduğum sokakta kaçıyorum varlığından, yokluğuna...yokum artık yok olmaya devam ediyorum ufak bir noktayım bilmediğin bi yerde yokum aslında yokluğunda yok olduğumdan beri sensiz bir resimde adımı merak ediyorlar şaşkın gözlerle çatlamış dudaklarında saklı adımı yok ediyorsun benliğinden...
yokum...!