işte böyle bir şey

cem baba çalıyor...

sıkılgan değilde nefretli hislerin kölesiyim şu sıralarda... sevimli canavarlar'ı izleyenler bilir oradaki mavi yaratık benim favorimdi onun tıpkısının aynısı ama korkunç olanı gibi hissettirmek istiyorum etrafımdakilere...

çevremde yalan dolan giyinmiş, hislerini köreltip sadece hırs bürünmüş kişiler görmekten sıkılan biri olarak yeter be diyorum... ananızıda alın gidin...

şimdi bu kadarda ne takıyorsun arkadaşım, dostum denebilir benim için ama yapamıyorum mizacım bu değil...


asıl konumuza dönelim... şarkıdan örnekle;

dönme sakın geriye bakma bana ne olur,
beni mutlu bil giderken,
bu benim son arzumdur...

birkaç haftadır, şarap ve şarkıya özlem duyuyorum hani eğlence değil efkar için içmek istiyorum rahatlamak değil isteğim içimi deşmek iyi gelecek bunu biliyorum, farklı bir ses istiyorum mesela telefonum çalınca yada sık sık aradığım kişi artık değişsin bana yüzünü, kokusunu, tenini ezberletecek biri olsun dinlediğim şarkılarda yada ne bileyim rüyalarımda silik suretler değilde net birini göreyim sadece... düşüncelere ilmekler atarken kalbim, duygularım her sabah kendinden nefret eden hislerle uyandırmasın beni, bir sonraki güne yeni bir masal uydurabileyim...

görünürde nefes alıyor gibiyim,
görünürde gülüyor oladabilirim,
görünürde yaşıyor gibi dursamda,
içten ölünürde...

yaz geliyor şehrime çoktan geldi gibi aslına bakılırsa yarım kollu t-shirtler giyiliyor hırkasız haftasonu yürüyüşleri falan yapılabiliyor buralarda... tüm bu neşe cıvıltı taşıyor kabından, içim içime sığmazken duygularıma teslim olup su akar yolunu bulur dedirtmek istiyorum eylemlerime ama kafamı kurcalayan bir kaç şey var çözmeyi umuyorum... önümdeki günlerde...