Saçma...

ne kadar kaldı ki... işte bak bir anılar sürüsü daha kurumuş ipe dizildiği yerde... ne çabuk geçti, ne kadar kısaydı günler, ne kadar uzundu düşler, zamana inat ne kadar yalandı sözler, gülüşler... ne kadar gerçekti bunlara inat sevmeler... kim bilir ne kadar_?

kimsenin gözü kalmasın arkada, kimse düşünmesin yarın tekrar görürmüyüm diye ötekini... kimse bilmesin sonunu..! başını hayal etmediği bir m
asalın... çok uzun zamandı yaşantımız kısa bir dalgasında birkaç pals kadarını yaşadık beraber... şimdi ise darbelere maruz kalmış bir tetikleme misali frekansı bilinmeyen yalnızlıkların ardına sığındık...

yok aslında geride kalan diyorum bazen yok işte yaşandı bitti ne olduysa orda o an oldu kimseler bilmesindi sanki parola, sadece sıralara kazındı orda onun üzerinde kaldı kimse yanına almadı içindeki sesleri, bir bir çıkarmadı dışarıya duyurmak istemedi hisleri...

bana açgözlüde demeyin değilim..! herşeye inat gülmeyi istedim hep istedim gibi görünsede aldığımdan çok verdim sonunu düşünmeden verdim ne zaman arkamı dönüp yanıldığım gerçeği bir duvar gibi karşımda kalsa bile... ben bir kaç el görmek isterken, bir kaç satırda, hecede soluksuz bir anı düşlerken çıplaklığın yankısı sardı etrafı, boş kaldım ne arasam tutamadım bi köşesinden titrek ellerimle...

şimdi gidenler var... yoluna çıkanları ezip geçen arıdına dönmeden kaçan, neden kaçtığı belli olmayan fareler sanki... yaşadıkları için geçmişe öfke yağdıranlar, hala çocuk kalanlar var hala içinde ne aradığını bulamayanlar var istesede göremeyeceği bir resme bakmaya çalışanlarla bir...

kalmadı sevgiler, havada asılı bir kaç cümle gibi en haykıran sessizlikte... tutmadı kimse ellerinden dostların... kimse bakmadı çantasına neleri sakladığının neleri kimden çaldığının yerine neleri bırakmadığının...

yalan anlarla dolu mişler geçerken zamandan ardına bıraktığı tozlar bile daha sıcakken... hala camdaki buhuyken sıcak yürekler... soğuk yalnızlığa gebe bir ana karanlıkta hatıralar...


... ... ...
Kendine iyi bak deme denmez saçma
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma
Kendine kalıyor insan eninde sonunda
Sen bize iyi bak tanrım sevdalı kullarına



geçmişe sıkışmış bir kaç anı için bile olsa kendinize iyi bakın...



hiç_!

aaa bak yürüyorum...

hava aydınlanmak üzere... rüyaların en huzurlusunda olacağıma şimdi sobanın içten içe yanışını dinliyorum gözüme takılan kederleri atıyorum kirpiklerime dokunup geçiyorlar yüzümden, yanaklarımda derin izler bırakıyorlar üstelik... biri gelsin istiyorum tanımadığım biri bulsun beni şimdi bir kaç çift söze ihtiyacım var...

üşüyorum..! oda sıcak gibi ama dışarıdaki yağmurun sesi bir ürperti veriyor... eskilerden bir parça çalıyor kulaklarımda, ve melankoli... her bir hecede biraz daha ürperiyorum ama artık değilim, düşünceler varken yalnız değilim_! biliyorum tanıdığım insanlardan kalan anıları tazeliyorum... karanlıkla dansım bu tek başıma... her tekrarda biraz daha oluyorum biraz daha sertleşiyorum, tamam_! yüzüne bakmadığım insanlara verdiğim cezalar yetmiyor masum olmak istemiyorum... hadi nefret et şimdi_! evet, biraz daha küfret düzene ve buna uyanlara diyor yankılar beynimde susuyor gibi yapmaktan yoruluyorum dudaklarım kurumuşken...

çıtırtılar geliyor, tahta kuruları mı acaba_? yok..! bunlar benden gelenler, içimdeki kırıkların sesleri, yankısız çığlıklar bırakırken boşluğa bedenime hapsolmuş yalnızların ayrılışı bu duyduğum... hiç beraber olmadılar ki zaten...

sus..! sen artık konuşma bana lazım değilsin, bırak gözlerimi karartma... görmenin tadına varmak istiyorum... duyma..! ben kendime ağlıyorum değil sana bunlar, dökülenler benim temiz kalbimden, sen bunları bile çamurlaştıracak kadar bulanıksın... bilme..! ne istiyorsun ki daha bitirdiğin benden kalanları mı_? bunlar yok denecek kadar az, üstelik sen kırıntıları sevmezsin... hadi git şimdi dönme arkanı bende alacağın yok bedelini ödedim seninle geçen saatlerin şimdi indirim yapma bana gülme artık yanımda olmayan mutluluğuma... bırak beni bilmediğim bir sokakta sabaha kaybolmak istiyorum belki biri yolumu keser senden kalan son nefesimi alır belki beni huzura dolar... hadi git ne duruyorsun daha ben artık yokum görmüyor musun_? elimde bir kaç şeker avunuyorum çocukluğumla...

yapma, gördüklerin karşısında en ufak bir ses çıkarma sen zevkten anlamazsın zaten ben bedelini verdim hazzın sen sadece yaşat... şimdi yine git ben belki dönerim ama sen dönme ben kaybolmak istiyorum... kaybetmişliğin sancısında unut beni işte bilme artık ben yoktum olmadım sende görmedin bunları... şimdi git ardına bile bakma karışırken zifiri karanlığa bir tek şey söyle..!

hiç bir şey kalmadı mı geriye_?